"18 TKP üyesi, 12 Haziran Çarşamba günü, Şimşek ve Erkan'la sembolleşen halk düşmanı ekonomi politikalarına karşı yaptıkları eylem nedeniyle hakim karşısına çıkacak, yargılanacak…"

18 komünist mi, Mehmet Şimşek mi yargılanacak?

Tüm dünyada böyle, halk düşmanı adımlar bazı isimler ve mekanlarla özdeşleşir.

Bunun Türkiye’deki en bilinen örneği herkesin malumu. Bir de bu sürecin merkezinde olsa da kendini bir ölçüde gizleyen, bunu da düzenin her tür unsurunun desteğine borçlu olan isimler var.

Mehmet Şimşek tam da böyle biri. ABD’den transfer edilen, iktidarından muhalefetine üzerine sayfalarca övgüler dizilen ama görev ömrü Şimşek’in aksine daha kısa süren Hafize Gaye Erkan da… 

Hatırlayalım, 14 Mayıs seçimlerinin hemen ardından özel bir misyonla göreve getirildi bu ikili.

Yol haritalarında halka giden kısıtlı kaynakları daha da azaltmak, emekçilerden daha fazla kemer sıkmalarını istemek vardı, öyle de yaptılar. 

Hizmetinde oldukları sınıf, yani patronlar için ise ellerinden geleni ardlarına koymayıp, şu an içinde bulunduğumuz derin yoksullaşmanın patronlar adına ana planlayıcılarından oldular.

Malum, düzen adına oyunu patronlar kuruyor. 

İktidarından muhalefetine herkesi Şimşek’in ve Erkan’ın arkasında, tek bir cephede onlar bir araya getiriyor.

Tam da bu nedenle iktidarı da ana muhalefeti de, “normalleşme”, “yumuşama” ve “piyasanın doğruları” nakaratlarını tekrarlayıp duruyor.

Hep birlikte halkın geçim derdi, yaşadığı büyük yoksullaşma, bu tablonun gerçek nedenleri görünmesin, kimse buna kafa yormasın, itiraz etmesin istiyorlar, bunu istemeye de devam ediyorlar.

Ama birileri yaşanan bu ağır yoksullaşmanın sorumlularının kim olduğuna kafa yoruyor, gerçeklere işaret ediyor, bununla yetinmeyip mücadeleye çağırıyor ve tarihe sorulacak hesapların notunu düşüyor.

***

Şimdi bu yazının ana konusuna gelip, AKP iktidarında sıklıkla karşılaştığımız gerçek dışı ifadelerle süslenmiş bir iddianameyle devam edelim.* Bundan yaklaşık bir yıl önce, 19 Haziran 2023’te yapılan bir eyleme ilişkin hazırlanan iddianameyle...

Söz konusu iddianame 18 komünist hakkında 3 yıla kadar hapis cezası talebiyle hazırlanmış.

Polis ekiplerinin, o gün Doğanbey Mahallesi, İstiklal Caddesi, No:10 önünde bir eyleme karşı önlem aldığını belirtiyor savcılık. İlgili adres, yani Ankara’daki İstiklal Caddesi’nde bulunan No: 10, emekçileri şu an açlığa mahkum eden düzenin önemli merkezlerinden biri olan Merkez Bankası’nın adresi.

O gün orada eylem yapmak isteyen ise Türkiye Komünist Partisi’nin üyeleri.

İddianamede “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Merkezi binası önünde ‘Enflasyon ve Kur’ konulu basın açıklaması yapılabileceği şeklinde bilgiler elde edinildiğinden aynı gün saat 12.45 itibariyle, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Merkezi binası önü ve cadde ve sokaklar olmak üzere muhtelif diğer toplanma güzergahları üzerinde gerekli emniyet tedbirleri alınmıştır” deniliyor ve saat 14.00’de ellerinde bayraklarla TKP üyelerinin, ‘Boyun Eğme Memlekete Sahip Çık / Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi İktidar, Her Şey Emeğin Olacak’ şeklinde slogan atmak suretiyle 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na aykırı olacak şekilde yürüyüş yaptıkları” belirtiliyor.

Bu eylem nedeniyle suçlanan TKP’lilerin 3 yıl da hapsini istiyor Savcılık!

İddianameye göre “fakir ziyareti maratonu” paylaşımları yaparak halkla alay eden Mehmet Şimşek’i, İstanbul’da ev kiraları yüksek diye şikayetlenip Bodrum’dan 1,3 milyon avroya ev alan Hafize Gaye Erkan’ı Merkez Bankası önünde protesto etmek, onların halkı yoksulluğa iten politikalarına karşı çıkmak, halka bu saldırılara boyun eğme çağrısı yapmak suç.

Gerçekten bu akılsız düzen böyle korunur mu zannediyorlar?

***

18 TKP üyesi, 12 Haziran Çarşamba günü, Şimşek ve Erkan'la sembolleşen halk düşmanı ekonomi politikalarına karşı yaptıkları eylem nedeniyle hakim karşısına çıkacak, yargılanacak…


Ancak bu hukuksuz yargılamalara, saldırılara karşın birileri ellerinde bayraklarla, bu düzenin merkezlerine not düşmeye, memlekete sahip çıkmaya devam edecek. O düşülen not güçlenmek, o düşülen not büyümek zorunda, memleketin her yerinde.

Ve evet, iddianamede yer alan iki sloganda belirtildiği üzere, bu halk boyun eğmeyecek ve memlekete sahip çıkacak, her şey emeğin olana, Şimşekler yargılanana kadar.

*İddianamede enflasyon ve kur konulu basın açıklaması yapmak isteyen TKP’lilere yapılan saldırı, darp ve ters kelepçe işlemi şaşırtıcı olmayan şekilde görünmez kılınırken, TKP’lilerin polise saldırdığı iddia ediliyor. Açıklamanın konusu, iddianamede de yer aldığı üzere enflasyon, yani halkın yaşadığı yoksulluktu. Polise saldırdı iddiasıyla TKP’lileri suçlayan savcılık, son 5 yılda geçim sıkıntısı, yoksulluk ve mobbing gerekçesiyle intihar eden 450 polise baksaydı, asıl saldırının nereden geldiği  kuşkusuz daha da berraklaşırdı.