Öğretmen maaşına göz dikenler özel okul patronlarını 'kamudan fonluyor'

Tekin’in kamuda çalışan öğretmenler için ‘fonlanıyorlar’ sözlerine tepkiler sürerken, AKP döneminde sayısı 10 kat artan özel okullarda çalışan öğretmenlerin durumu bu sözlerin muradını ortaya koyuyor.

Yekta Armanc Hatipoğlu

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin gerek tarikat bağlantıları gerek yaptığı açıklamalarla ülkenin en çok konuşulan bakanlarından biri. Tekin, son olarak AKP Erzurum İl Başkanlığı’nın Yakutiye Kent Meydanı’nda düzenlediği bayramlaşma törenindeki konuşmasında öğretmenleri hedef alarak “Dünyanın hiçbir tarafında bu kadar büyük bir öğretmen kitlesi, kamu tarafından fonlandırılmıyor” dedi.

Tekin, şu an 1 milyon 100 bin öğretmen olduğunu söyledi ve “Sokakta gördüğünüz 80 kişiden 1 tanesi, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından maaşı ödenen öğretmen statüsünde. Bakın bu devasa bir rakam” diye konuştu.

Tekin’in kamuda çalışan öğretmenler için kullandığı “kamu tarafından fonlandırılma” ifadesi tepkilere neden oldu.

Eğitim-Sen, “Dünyanın hiçbir yerinde eğitim emekçileri bizzat Millî Eğitim Bakanı tarafından bu kadar itibarsızlaştırılmıyor" açıklamasını yaptı. Eğitim-İş sözlerini geri almaya çağırdığı Tekin'e, bakan olarak görevinin ülkedeki özel okul sayılarının artması değil, devlet okullarının derslik ve öğretmen açığını azaltmak olduğunu hatırlattı.

AKP döneminde özel okul sayısı 10 katına çıktı

Bakan Tekin’in kamu çalışanı öğretmenler için kullandığı sözler, akıllara “Peki özel okul öğretmenleri ne durumda?” sorusunu getirdi.

Uzun süredir taban maaş ve insanca çalışma gibi taleplerle seslerini yükselten özel okul öğretmenleri, Bakan Tekin’in deyimiyle “kamu tarafından fonlanmıyor.”

AKP’li yıllarda devlet desteği alan ve sayısı her geçen gün artan özel okullar, adeta bir “öğretmen öğütme makinesi” gibi çalışıyor. 

Kendi aralarında örgütlenen özel okul patronları, öğretmen maaşlarını asgari ücrette tutmaya çalışıyor. Yargıtay’ın “Vasıflı meslekler asgari ücretle çalıştırılamaz” kararı ve kamu-özel ayrımı gözetmeksizin öğretmenlerin Millî Eğitim Bakanlığı’nın personeli olduğunu söyleyen yasa maddelerine rağmen özel okul öğretmenleri düşük ücretlere, uzun saatler çalıştırılıyor.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında anaokulundan liseye kadar her kademede özel okul sayısı 1377'ti. Bu okullarda okuyan öğrenci sayısı 217 bin 930, görev yapan öğretmen sayısı ise 20 bin 730 idi.

Eğitim-Sen’in 2022-2023 eğitim-öğretim yıllarını kapsayan “MEB Örgün Eğitim İstatistikleri Analizi” raporunda “Toplam 75 bin 19 eğitim kurumu/okulu içinde devlete ait kurum/okul sayısı 60 bin 734 (yüzde 81) iken, özel okulların sayısı 14 bin 281’dir (yüzde 19)” denildi.

Yani özel okulların sayısı, Türkiye’deki tüm okullar içerisinde yaklaşık yüzde 20'ye tekabül ediyor.

Pek çok özel okul TÖZOK, TÖDER, ÖZDEBİR ve TÖZEF gibi patron derneklerine üye. Bu üyelikler, özel okul patronlarının kendi aralarındaki örgütlülüğünü gösterir nitelikte.

Özel okul öğretmenleri, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası öncülüğünde yaşananlara karşı taleplerini dile getirmek üzere pek çok ilde sokağa çıkmış, çeşitli eylemler düzenlemiş, bazı illerde öğretmenler ters kelepçeyle gözaltına alınmıştı.

‘Öğretmenler yoksullukla sınanıyor’

Özel okul öğretmenlerinin yaşadığı durumu ve öğretmenlik mesleğinin MEB eliyle itibarsızlaştırılmasını Birlik Sendikası Temsilcisi Beyza Çelik ile konuştuk.

Öğretmenlerin ihtiyaç ve taleplerinin yok sayıldığını belirten Çelik, MEB’in yaşanan sorunlara karşı öğretmenleri “sınıflandırdığını” söyledi:

“Bugün öğretmenlerin ihtiyaçları ve talepleri yok sayılıyor. AKP’nin eğitimin piyasalaştırılmasına karşı çabası karşısında öğretmenler yoksullukla sınanıyor. Özel okul öğretmenlerin yasal statüsü de belirsizlik barındırıyor. Patronlar işlerine geldiğinde öğretmenlerin karşısına 4857 no’lu İş Kanunu ile istediklerinde de 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği ile çıkıyor. Yetmiyor öğretmenleri MEB’in diğer kanun ve yönetmelikleri ile sınıyorlar. MEB ise bu sorunlara karşı çözümü öğretmenleri sınıflandırmakta buluyor.”

‘Yoksulluk sınırının altında kalan maaşlara da göz diktiler’

Çelik, Bakan Tekin’in “fonlanma” açıklamasının öğretmenlere verdikleri değeri gösterdiğini kaydederek sözlerine devam etti:

“Yeni düzenlemeleri içeren Meslek Kanunu ile öğretmenleri ayrıştırarak öğretmenlik mesleğini kariyer meslek olarak tanımlıyorlar. Böylece öğretmenlerin iyi bir maaş ve statü için çalışma arkadaşlarından daha fazla efor sarf etmesi bekleniyor. Ortaya attıkları Milli Eğitim Akademisi de bu durumun tuzu biberi. Bakan Tekin’in yaptığı açıklamalar öğretmenlere ve öğretmenlik mesleğine verdikleri değeri gösteriyor. Öğretmenleri itibarsızlaştırmaya çalışmaları yetmedi öğretmenlerin yoksulluk sınırının altında kalan maaşlarına da göz diktiler.”

‘Kamu kaynaklarından fonlananlar öğretmenler değil patronlardır’

Kamu kaynaklarından fonlananların öğretmenler değil patronlar olduğunu söyleyen Çelik, patronların örgütlülüğüne karşı öğretmenlerin de örgütlenmesi gerektiğini söyleyerek sözlerini noktaladı:

“Şunu biliyoruz ki, kamu kaynaklarından fonlananların öğretmenler değil patronlardır. Özel okul patronları kamu kaynaklarını istedikleri gibi kullanabiliyor, devletten teşvik alıyor. Kamu kaynakları ile teşvik edilen patronlar bu teşvikleri kendi zenginlikleri için kullanmaktan çekinmiyor. Öğretmenleri ise asgari ücret seviyesindeki maaşlara mahkûm ediyorlar. Patronların örgütlülüğü karşısında öğretmenler; geleceklerini kendi ellerine almanın, insanca çalışma ve insanca yaşama hakkı kazanmanın, kural tanımazlığa dur demenin yolunun birlik olmaktan ve örgütlenmekten geçtiğini bilerek mücadele vermektedir.”