İki Nedim Şener: Hrant Dink cinayetindeki, Sinan Ateş cinayetindeki

Dink cinayetinin “devletiyle, siyasetiyle” bağlantılarının ortaya çıkmasını isteyen Şener, Sinan Ateş cinayeti kurcalanmasın istiyor: Olay “MHP’ye karşı kumpas”mış çünkü.

ege galip

Sinan Ateş cinayetiyle ilgili davanın ilk duruşmasına bir hafta kaldı.

Cinayetin her yerinde MHP ve Ülkü Ocakları’nın parmak izi var. Karar, talimat, organizasyon, takip, katillerin korunması…

Bu yüzden MHP, duruşma tarihi yaklaştıkça saldırganlığını artırıyor. İktidar ortağına aba altından sopa gösteriliyor, yargı mensupları bir yıldır tehdit ediliyor, boyun eğmeyenler sürülüyor, gazetecilere gözdağı veriliyor…

MHP, cinayet araştırılmasın, bağlantılar açığa çıkmasın diye bastırıyor.

Benzer durum, Hrant Dink cinayetinden sonra da yaşanmıştı.

Niye benzer? “Eski” Nedim Şener’den, 2012 yılında yazdığı “Baba Seni Neden Oraya Koydular?” kitabından okuyalım:

“Gazetecilik sadece yazarak yapılan bir meslek değildir. Türkiye’de eğer dişe dokunur işler yapıyorsanız adliye koridorlarında vakit geçirmeyi de bileceksiniz. İktidara yakın, polis ve savcılarla kol kola bir gazeteciyseniz hakkınızda dava açılması sizi korkutmaz. İktidar ne yapar eder, eninde sonunda sizi kurtarır.

“Ama iktidarı ya da egemen güç odaklarını kızdıracak haberler yapıyorsanız, öyle basın davaları vesaireyle geçiştiremezsiniz vaziyeti. Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu yani sizi sıkıntıya sokacak hangi kanun varsa aleyhinizde işletilir(...)

“Peki, hiç mi iyi bir şey olmaz?

“Elbette olur, gerçekler kamuoyuna mal olur. Dink cinayetini 17 yaşındaki bir ‘çocuğun’ tek başına işlemediğini ya da sorumluluğun yargılanan 8-10 kişiyle sınırlı olmadığını herkes öğrenir. Devletin siyasetçisiyle, bürokrasisiyle, MİT, polis ve jandarmasıyla bu cinayete nasıl göz yumduğu, son derece kötü bir soruşturma yaptığı ve hatta cinayetin üzerini örttüğü görülür.”

Aynı Nedim Şener, Sinan Ateş cinayeti konusunda ne diyor peki? Bugünkü köşe yazısından okuyalım:

“MHP ise tıpkı 2011 yılındaki FETÖ kumpası gibi yeni operasyonlarla karşı karşıya. Belli davalar üzerinden, MHP üzerinden ‘milliyetçilik’ kavramı hedefe konuyor ve ‘Türküm’ yerine ‘Türkiyeliyim’ diye uyduruk bir ifade toplumsal bilince ve günlük dile yerleştiriliyor.”

Eski Nedim Şener yanılıyordu.

“Elbette iyi şeyler olur” derken değil, çünkü haklı, gerçekler elbet bir gün kamuoyuna mal olur.

“İktidara yakın bir gazeteciyseniz, iktidar ne yapar eder, eninde sonunda sizi kurtarır” derken yanılıyordu.

Belli ki 12 yıl önceki yanılgısı değişmemiş. Eninde sonunda kurtaracaklarını düşünüyor.

İktidar kendini bu halkın öfkesinden nasıl kurtaracak? O kısmını, belli ki, hiç düşünmüyor.